Fenerbahçe’nin eski yıldızı Reto Ziegler, Galatasaray’a golünü anlattı: Statta ses yoktu

Bir dönem Fenerbahçe forması giyen Reto Ziegler, dev derbi öncesi beIN SPORTS’a açıklamalar yaptı. Derbi atmosferin bahseden İsviçreli futbolcu attığı golü anlattı.

 

KADIKÖY’DE FENERBAHÇE’YE KARŞI OYNAMAK KOLAY DEĞİL 

“İstanbul’a geri dönmek ve derbiler hakkında konuşmak benim için bir zevk. Evet, taraftarlar çok önemli. Onların desteğini hissetmek inanılmaz. Kadıköy’de takıma verdikleri güç, tutku ve enerji harika. Ayrıca top rakip takımdayken sürekli ıslıklarlar. Kadıköy’de Fenerbahçe’ye karşı oynamak kolay değil. Aynı şekilde bizim için de Beşiktaş ve Galatasaray deplasmanlarında oynamak kolay değil. Ama çok özel bir atmosfer. Bence dünyanın en iyi atmosferlerinden biri. Bunu gazetecilere de söyledim. Bence Türkiye maç atmosferi olarak en iyilerden, belki Güney Amerika’da olabilir ancak orayı çok bilmiyorum. Ve bunu özledim. Evet, özledim.” 

BÜYÜK BASKI ALTINDAYDIK

İlk derbisi Fenerbahçe – Beşiktaş maçı hakkında konuşan İsviçreli futbolcu şunları söyledi:

“Yanlış hatırlamıyorsam o maçta taraftarımız maçın tamamında yoktu. Maça daha sonra gelmişlerdi, bu yüzden çok özeldi. Beşiktaş’ın da harika taraftarları var, tabii ki. Büyük bir baskı altındaydık çünkü kazanmak istiyorduk. İstanbul’da daha fazla derbi maçı var, bu maçları kazanmak istiyorsanız… Odaklanmanız gerekiyor. Çünkü insanlar sizi sokakta gördüğünde, “derbiyi kazandım” diyebilmek istersiniz. Eğer kaybederseniz ve iyi oynamazsanız, bunu haftalarca duyarsınız. Evet, derbiler çok özel ve güzeller.” 

“STATTA SES YOKTU” 

“Benim için en iyi derbi Galatasaray’a karşı oynadığımız maçtı. Önemli bir de gol atmıştım. Ve tuhaftı, çünkü çok önemli bir gol atmıştım ama statta ses yoktu. Çünkü taraftarlarımız deplasmana gelememişti. Sadece takım arkadaşlarımı, teknik direktörü ve teknik ekibi duyabiliyordum. Çok özeldi. Maçtan sonra köprüyü geçip geri döndüğümüzde, tüm taraftarlar ve arabalar otobüsün etrafındaydı. Ve bu asla unutamayacağım bir şey.” 

NAPOLI’YE KARŞI OYNADIĞIMIZDA GÖRMÜŞTÜM

-Fenerbahçe’deki döneminde derbi haftasında Samandıra’daki atmosfer nasıl oluyordu? 

“Bunu biraz İtalya’da Sampdoria’dayken Napoli’ye karşı oynadığımızda da görmüştüm. Napoli’de de otobüsü takip eden taraftarlar oluyordu. Ama burada, Samandıra’dan Kadıköy’e kadar bizimlelerdi ve bu bir adım daha ileri seviyedeydi. Başka bir seviyedeydi. Arabalarla, motorlarla bizi takip ediyorlardı ve tüm yol boyunca marş söylüyorlardı. Bu yüzden maçın odağı ve baskı giderek artıyordu. Kadıköy’e vardığımda tek istediğiniz sahaya çıkmak, forma için savaşmak ve Fenerbahçe için kazanmaktı. Taraftarlar harika. Sizi gerçekten ateşliyorlar.”

“KESİNLİKLE İLK ÜÇTE”

-Türk derbilerini dünya futbolundaki en büyük derbiler arasında nereye koyarsın?

“Dediğim gibi, kesinlikle ilk üçte. Bence Galatasaray–Fenerbahçe en büyük derbi maçı. Güney Amerika’da, Arjantin’deki Boca Juniors–River Plate maçı da çok önemli. İskoçya’da Celtic–Rangers var. Ama bence Galatasaray–Fenerbahçe dünya genelinde ilk üçte, hatta belki ilk ikide.” 

SOW’UN RÖVEŞATA GOLÜ

-Moussa Sow’un Galatasaray’a attığı röveşata golündeki asistini hâlâ hatırlıyorsundur. O an pası verdiğinde böyle bir gol olacağını düşünmüş müydün? 

“O anda hayır. Ama sonra daha fazla röveşata golü attı. Bu onun yeteneklerinden biriydi. Birkaç gün önce futbolu bıraktığımı açıkladığımda Sow, bana bir mesaj attı. Bana “o güzel ortan için teşekkürler” yazmıştı. Ben de ona “benim için o ortayı yapmak zor değildi, zor olan senin attığın o golü atmaktı” dedim. Gerçekten etkileyici bir goldü. Harika bir gol. Ve insanlar o golü sevdi çünkü o pozisyonda asla pes etmediğimi gösterdim. Top dışarı gidiyordu ve ben koşup topu oyunda tuttum. O pozisyonda taraftarlara asla pes etmediğimi ve son santimetreye kadar savaşacağımı gösterdim.” 

ALEX ÇOK ÖZEL BİR OYUNCUYDU

“O çok özel ve klas bir oyuncuydu. Yaptıkları her oyuncunun hayalidir. Stadyumun yanında heykeli var ve bunu hak ediyor. Ama hayır, ben bu maçlar için bir şey değiştirmezdim. Farklı bir şey göstermenize gerek yok. Hazır olmanız gerekiyor. Baskı daha yüksek olurdu ama hazırlığımı hiç değiştirmedim. Maçtan önce aynı şeyleri yapardım. İyi odaklanır, iyi beslenir, iyi uyurdum. Ama ritüelimi hiç değiştirmedim. Her maçtan önce yaptığım şeyi yapardım.” 

“HALA ACI VERİYOR”

-Süper Final’de şampiyonluğu kaybettikten sonra birçok taraftar seni ağlarken gördü. O güne baktığında, neler hissediyordun?

“Bu sadece 90 dakika değildi, tüm yılın yüküydü. Sezona taraftarsız başladık. Kadıköy’de taraftarımız yoktu. Başkanımız hapisteydi. Sadece kadın ve çocuk taraftarlarımız stada gelebiliyordu. Bize “Fenerbahçe şike yaptı” diyorlardı ve biz de sahada “hayır, biz Türkiye’nin en iyi takımıyız” demek istiyorduk. Bu yüzden çok duygusaldım çünkü belki bir puanla kaybettik. Çok yakındı ve biz şike yapmadığımızı herkese göstermek istiyorduk. Bu yüzden çok acı vericiydi. Birçok kişi güldü, birçok kişinin hoşuna gitti ama ben ve takım arkadaşlarım şampiyon olmak için her şeyimizi verdik ve çok yakındık. O yılı hatırlıyorum bu yüzden duygulanmıştım. Hâlâ acı veriyor. Ama bu daha sonraki kariyerim için beni motive etti. Daha çok kupa kazanmak için daha çok çalıştım. Bir buçuk yıl sonra yine ikinci olduk. Fenerbahçe ile şampiyonluk kupası kaldıramamak kariyerimdeki pişmanlıklarımdan biri. İki kupa kazanmış olsam da lig şampiyonu olmak başka. Umarım bir gün teknik direktör olarak bunu başarırım. Bu yeni hedefim.”

Author: admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir