Baykar, TMRS adlı nükleer girişim başlattı: Peki adı nereden geliyor?

Baykar’ın patronu Selçuk Bayraktar, girişimcilik zirvesi Take Off İstanbul 2025 kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Burada yapılan açıklamalardan en önemlisi ise yeni TMRS (Türkiye Modüler Reaktör Sismleri) adlı girişim oldu. Bayraktar’ın sahnede duyurduğu TMRS girişimi, şirketin enerjide nükleer çözümlere açılan yeni kapısı olarak konumlanıyor. Yaklaşık bir yıldır faaliyet gösteren girişim, küçük modüler reaktör (SMR) teknolojilerine odaklanıyor.

Bayraktar’ın aktardığına göre motivasyonun merkezinde artan yapay zeka işlem gücü ihtiyacının yarattığı devasa enerji talebi ile Türkiye’nin uzun vadeli enerji bağımsızlığı hedefi bulunuyor.

Adı Tomris Hatun’dan geliyor

Girişimin adı olan TMRS, Türk tarihinin önemli kadın hükümdarlarından Tomris Hatun’dan geliyor. Tomris, ilk Türk kadın hükümdar olarak biliniyor. M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Tomris, dönemin en güçlü figürlerinden Pers Kralı Keyhüsrev’e karşı kazandığı zaferle anılıyor.

Dolayısıyla Baykar’ın Cezeri, Fergani ve Cevheri gibi tarihsel ve bilimsel figürlerden ilham alan girişim isimlendirme geleneği TMRS ile nükleer alana taşınmış durumda.

Öte yandan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama, girişimin teknik hedeflerine dair önemli bir çerçeve sunmuştu. Buna göre Baykar, 40 megavat gücünde modüler bir nükleer reaktör prototipi üzerinde çalışıyor. Bu kapasite SMR sınıfının alt segmentine işaret eden bir değer ve hem savunma hem sanayi ihtiyaçları için kullanılabilecek kompakt reaktörlere yönelik küresel trendle uyumlu ilerliyor.

Türkiye’nin enerji yol haritası da bu girişimin arka planını güçlendiriyor. Ülke, 2050’ye kadar elektrik üretiminin yüzde 10 ila 15’ini nükleer kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Bu kapsamda Akkuyu dahil en az üç büyük nükleer santral planlanıyor. Bu santrallerde toplamda 12 reaktörün devreye girmesi öngörülüyor.

Buna ek olarak 5 gigavatlık küçük modüler reaktör kapasitesinin kurulması da stratejik hedefler arasında yer alıyor. Türkiye, bu reaktörler özelinde Bill Gates’in girişimi TerraPower ile de görüşüyor.

Ne işe yarıyor SMR’ler?

Küçük modüler reaktörler, kompakt tasarımları, daha düşük işletme ihtiyaçları ve uzun çalışma ömürleriyle dikkat çekiyor. Fabrika ortamında üretilebilmeleri, sahada modüler biçimde hızlı monte edilebilmeleri ve geleneksel büyük reaktörlere kıyasla daha düşük ilk yatırım maliyetleri sunmaları nedeniyle dünya genelinde hızla öne çıkıyorlar. Ortalama 300 megavat ve altındaki güçleriyle esnek bir kullanım alanı yaratan bu reaktörler, yalnızca elektrik üretiminde değil bölgesel ısıtma, hidrojen üretimi ve deniz suyu arıtma gibi proseslerde de değerlendirilebiliyor.

Henüz genç bir girişim

Baykar’ın TMRS girişimi dediğimiz gibi henüz 1 yıllık bir ömre sahip. Türkiye’de nükleer enerji alanındaki bilgi birikimi ne yazık ki yüksek değil. Teknik kabiliyet olsa da bilgiyi üretmek zaman alan bir süreç. Dolayısıyla Baykar, öncelikle bu teknolojiyi geliştirecek insan gücünü yaratmak istiyor.

Bayraktar, enerji bağımsızlığının yeni dönemde önemli olduğuna dikkati çekerek, “Artık yapay zekadaki saniye başına yapılan işlemler konuşulduğunda ‘Ne kadar enerjin var?’ sorusu gündeme geliyor. Bu anlamda da bir girişim kurduk. Bilgi işlem gücümüz olacaksa bunun yolu nükleer enerjiden geçiyor. TEKNOFEST’te yarışma düzenliyoruz. Muazzam başvurular aldık. Amacımız, bu teknolojiyi geliştirecek insan gücünü yaratmak. En son yarışmaya 100’den fazla kardeşimiz, reaktör tasarlamak için başvurdular.” diye konuştu.

Küresel konumlanma sistemi inşa ediliyor

TMRS haricinde Baykar’ın uzay girişimi Fergani özelinde de önemli gelişmeler var. 130 kişilik ekibe sahip olan Fergani, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk yörünge transfer aracı (YTA) FGN-TUG-S01’i yörüngeye yerleştirmiş, hibrit motorunu uzayda ateşlemişti. Böylece YTA, bu manevra ile 530 kilometre irtifadaki dairesel yörüngesinden ayrılarak, 720 kilometre zirve irtifasına sahip bir eliptik yörüngeye geçişi sağladı.  Ardından Fergani küp uydusu FRG-10D1, YTA’dan ayrılma operasyonunu da başarıyla gerçekleştirmişti.

Bu adımın arkasında ise Uluğ Bey Küresel Konumlama Sistemi bulunuyor. Selçuk Bayraktar, dünyada farklı ülkelerin konumla sistemlerinin bulunduğuna dikkati çekerek, “Biz de kendi kaynaklarımızla, bir anlamda yüksek teknoloji ihracattan elde ettiğimiz kaynaklarla bu sistemleri inşa etmek adına Fergani isimli girişimimizi kurduk. Karaya hükmetmek için denizlerde, denizlere hükmetmek için göklerde ve hepsine hükmetmek için uzayda varlık göstermeniz gerekiyor. Hepsi ancak bir bütün olarak çalışabiliyorlar. Bizim küresel konumlama sistemimizin ismi Uluğ Bey olacak” dedi.

Fergani Uzay, 5 yıl içinde 100’den fazla uyduyu uzaya göndermeyi hedefliyor.

Bu arada Baykar, uzaya bağımsız çıkabilmek için fırlatma sistemleri de geliştiriyor. Bu bağlamda 50 tonluk bir fırlatma sistemi üzerindeki çalışmaların başladığı geçtiğimiz yıl açıklanmıştı.

Öte yandan Türkiye, Somali’de bilindiği üzere bir uzay istasyonu inşa ediyor. Selçuk Bayraktar, bu konuda “Türkiye’nin artık uzaya çıkabilme istasyonu da var. Normalde okyanus kenarında olmak gerekiyor. Somali’de Türkiye’nin 30 kilometreye 30 kilometre bir alanı var. Okyanus kenarında kıyınız olduğunda ancak fırlatma araçlarını devreye alabiliyorsunuz yani uzay limanınız olmuş oluyor. Dünyada 12 tane böyle yer var. Bizim de gönül coğrafyamız olduğundan dolayı Somali’de uzay istasyonu olacak. İnşası devlet tarafından başladı. Roketsan da kullanacak. İnşallah biz de orada fırlatma aracımızı kullanma imkanı bulacağız” dedi.
Author: admin